Khinnis Kaya Kabartmaları

    Alan Bilgisi

    Khinnis kompleksi, antik Khunusa, Gomel Nehri'nin bir vadiden akarak geçtiği, Khinnis köyünün yakınında, Musul'un yaklaşık 60 km kuzeydoğusunda, Irak’ta yer almaktadır. Alandaki çivi yazılı yazıtlara göre, bu devasa kompleks, Ninova ve çevresine su sağlayan kuzeydoğu kanalının başında konumlandırılacak şekilde Yeni Assur kralı Sennacherib (Sanherib) (MÖ 704–681) tarafından yaptırılmıştı. Ana kabartma, kapı anıtı, binici kabartması ve stel kabartmaları dahil olmak üzere imgeler, Gomel'in sağ kıyısındaki dar bir uçurumun kenarına oyulmuştur. Nehrin modern adı, antik Yunanca adı Gaugamela'yı yansıtır, Khinnis'in güneyinde ünlü savaşın gerçekleştiği yerdir.

    Asur kabartmalarına ek olarak, Khinnis'teki uçurumun yüzüne, bazı durumlarda orijinal kabartmalara zarar verecek şekilde, sonraki dönemlerde mezarlar kazılmıştır.

    Khinnis'teki başlıca arkeolojik öğeler arasında ana kabartma, kapı anıtı, çeşme, binici kabartması ve stel kabartmaları sayılabilir.

    Ana Kabartma:

    En büyük panel, uçurumun pürüzsüz kireçtaşı yüzeyi üzerine kabartma olarak yapılmıştır; tüm sahne 8,5 m yüksekliğinde ve 9 m genişliğinde bir “çerçeve” ile çevrelenmiştir. Görsel, Asur kralını iki kez, tanrı Aşur ve onun eşi tanrıça Ninlil'e ibadet etmek için hem sola hem de sağa dönük olarak gösterir. İki tanrı karşı karşıya ve efsanevi hibrid hayvanların üzerinde ayakta dururken temsil edilmiştir. Her ikisi de Mezopotamya tanrılarına özgü boynuzlu başlık takarlar. Aşur, sol elinde bir değnek ve kralın küçük bir figürünü çevreleyen bir yüzük, sağ elinde ise orak tutmaktadır. Ninlil, tepesinde bir palmet bulunan bir değnek ve kralın figürünü çevreleyen bir halka tutar. Sol eli Aşur'a doğru uzanır; sol ve sağ bileklerinde çiçeklerle bezenmiş birkaç bilezik kalıntısı görülmektedir. Ayrıca çiçeklerle süslenmiş bir kolye takmaktadır. Hem tanrı hem de tanrıça detaylı küpeler takar. İki tanrının arkasında da bir elinde asa tutarken diğeriyle ibadet eyleminde elini yüzüne yakın tutan Sennacherib (Sanherib) bulunur. Kral, klasik Asur kraliyet başlığını ve cübbesini giyer. Bu panonun üzerindeki korniş üzerinde, nehre doğru bakan, uzanmış iki sfenksin kalıntıları vardır, bunlar bir zamanlar heykellere veya ek bir yapının sütunlarına destek amacıyla da kullanılmış olabilir. Asur döneminden sonra bu panele odalar oyulmuştur; bunun sebebi mezar alanı olarak kullanılmak olabilir. En büyük iki odanın girişi sütunlarla süslenmiştir, fakat günümüzde korunmamıştır. Bu mezarların içinde ve duvarlarına kazılmış, cesetlerin yerleştirilebileceği türden oluklar vardır.

    Kapı Anıtı:

    Kapı Anıtı”, yukarıda bahsedilen ana panonun sağında yer alan, kanalın başındaki doğal bir kaya çıkıntısına oyulmuştur. Anıt zamanla nehre doğru çökmüştür, ancak çoğu halen su seviyesinin üzerinde durmaktadır. Kabartmalar iki dikdörtgen yüze oyulmuştur: önde, iki sıralı daha büyük bir ana panel, ve sağ tarafta daha küçük bir panel. Walter Bachmann'ın rekonstrüksiyonuna göre, öndeki panelin üst sırası, ilişkili hayvanlarının (sırasıyla bir aslan-griffin ve bir aslan) üzerinde duran iki tanrıyı, Aşur ve Ninlil’i, gösterir. Bunlar, Sennacherib figürünün iki tarafındadırlar. Rölyefin korunmuş kısmında, kral Aşur'a bakar ve ibadet hareketi yapar. Alt sırada, önden tasvir edilmiş, sağ elinde orak ve solunda küçük bir aslan tutan uzun saçlı bir kahraman gösterilmektedir. Her iki yanında, başı anıtın köşelerine dönük olarak profilden resmedilmiş büyük birer lamassu durmaktadır (soldaki lamassu'nun gövdesi şimdi neredeyse tamamen kaybolmuştur). Tüm sahne, özellikle hayvanı tutan kahraman, Yeni Asur saraylarında bulunan kabartmalara benzer (krş. Khorsabad'daki sarayın 'cephesi').

    Anıtın yan tarafındaki rölyef günümüzde kısmen nehre batmış durumdadır. Sennacherib ve tanrıları içeren kompozisyon simetrik olarak düzenlenmiştir. Ana panele benzer şekilde, kabartmanın iki yanında kral durur; ancak burada yalnızca bir tanrı—büyük olasılıkla Aşur—temsil edilmektedir. Aynı tip ve yükseklikteki kaideler üzerinde duran üç figür önden gösterilmiştir. Merkezdeki tanrı figürü biraz daha büyük olmasına rağmen, hem tanrı hem de kral sağ ellerinde birer topuz tutarlar, bu da tanrı ve dünyevi kralının görünümünde genel bir benzerlik yaratır. Sol taraftaki kralın üzerinde durduğu kaide hala görülebilmektedir; diğer iki kaideden geriye hiçbir şey kalmamıştır. Sahne, anıtın ön yüzündeki imgelerinin devamı şeklinde, lamassu'nun önden görüntüleri ile iki yandan çevrilidir.

    Çeşme:

    19. yüzyılın ortalarında Austen Henry Layard tarafından “kazılan” çeşme, ana panelin sağında, kayaya oyulmuş ve basamaklar halinde dereye inen bir dizi su teknesinden oluşmaktadır. Suyun başlangıçta bir leğenden diğerine, en altta da iki aslan kabartması bulunan küçük kanallardan geçtiği anlaşılmaktadır. Çeşme büyük olasılıkla Yeni Assur dönemine aittir.

    Binici Kabartması:

    Khinnis kompleksindeki bir diğer önemli anıt ise ana panelin solundaki 'Binici Rölyefi'dir. Burada atlı bir adam, yaklaşık 4,2 m yüksekliğinde x 6,7 m genişliğinde dikdörtgen bir panelin ortasında tasvir edilmiştir. Kabartma, yeniden oyma, daha sonraki mezarların kazılması ve doğal süreçlerden çok zarar görmüştür. Bu nedenle, çeşitli bileşenlerinin kapsamlı bir tanımı, ilk gezginlerin ve arkeologların—özellikle Layard, T. S. Bell, King ve Bachmann’ın--çizimlerine ve fotoğraflarına ve daha sonraki rekonstrüksiyonlara dayandırılmalıdır.1

    Panelde hala görülebilen atlı bir adamın kalıntılarına ek olarak, mevcut kayıtlar kabartmanın en az iki evrede oyulduğunu göstermektedir: Yeni Assur evresi ve binici figürünün tarihlendirileceği daha sonraki (muhtemelen Part) evre. Yeni Assur evresine ait, sola bakan büyük bir figürün ayak ve giysi kalıntıları vardır; figür bir Asur kralı (muhtemelen Sennacherib) olarak tanımlanabilir. İlk fotoğraflarda ve çizimlerde gösterilen en belirgin detay, krali tören elbisesinin standart bir özelliği olan arkadan öne doğru eğimli olan püsküldür. Rölyefin sol tarafında, sağa bakan ikinci büyük figürün kalıntıları, sağdakiyle aynı boyutlarda başka bir kral olarak kaydedilmiştir; böylece ana panelde de olduğu gibi iki hükümdar birbirine dönük olarak gösterilmiştir. Tarihsel fotoğraflar, panonun sol üst köşesinde, sağ kollarını kaldırmış iki küçük figürün, sola doğru ilerleyen hayvanların üzerinde ayakta durduğunu gösterir; üçüncü bir figürün parçaları da belirgindir (bkz. Walter Bachmann'ın fotoğrafı). İlerleyen figürlerinin sağında kıvrık boynuzlu bir hayvan ve daha sağında, belki başka bir insan figürünün kaldırılmış kolu vardı.

    Günümüzde panelin en göze çarpan öğesi olan binici, sol omzu görünecek şekilde üç çeyrek görünümde resmedilmiştir. Boynuna, iki tam spiral ve üçüncüsünün parçaları olan bir tork takmıştır. Kıyafet kıvrımları her iki omuzdan bele doğru iner. Binicinin sağ kolu yoktur, ancak Layard'ın çiziminde gösterildiği gibi bükülmüş olabilir, bu durumda bir mızrak tutuyor olabilir; bu varsayılan mızrağın bir kısmı, atın boynunun altındaki kabaca yatay belirtilmiş olabilir. Binicinin sağ bacağı, atın omzuna kadar uzanan bir kırılma çizgisiyle belirtilmiş gibi görünüyor. Sağda, iki düz paralel şerit atın vücudunu keserek aşağıya ve sağa meyil eder. Bunlar, bir heybe veya süslü bir göğüs bandına tutturulmuş bir kayışın kenarları olabilir. Atın gözünün bir kısmı görünür, ağızlığı ise hemen sağında düz bir arka plan parçası ile tanımlanabilir. Atın yükseltilmiş sol ön ayağı göğsün arkasından çıkar. Sağ ön bacak daha iyi korunmuştur; dizden yere doğru bükülmeden önce yatay olarak öne doğru uzanır. Binici kabartması, Part/Sasani ve Yunan olmak üzere iki geleneği birleştirir. Bu kabartma için olası bir tarih, Büyük İskender'in buranın hemen güneyinde Gaugamela Savaşı'nda savaştığı yaklaşık MÖ 331 senesidir.

    Stel Şeklindeki Kabartmalar:

    Ana panelin her iki yanında, uçurumun üst kısmına yayılmış, her biri 2 m'den yüksek on bir stel biçimli niş bulunmaktadır. Bunlardan bazılarına kolayca erişilebilir, bazıları ise uçurumun karşısında o kadar yüksektedir ki aşağıdan neredeyse görünmezler. Nişlerin her biri, başının üstünde kutsal sembollerle birlikte bir ibadet eyleminde bulunan Sennacherib figürünü resmeder. Bu semboller dört ayrı grupta düzenlenmiştir; ilki tanrılar Aşur, Anu ve Enlil'i temsil eden üç taçtan ve tanrı Ea'yı temsil eden bir koçun başında biten bir değneğin üzerinde durduğu sunaktan oluşur. İkinci grup, Sin'in simgesi olan bir hilal ve Şamaş'ın simgesi olan kanatlı bir kursu içerir; üçüncüsü, üzerinde bir trident ve sırasıyla Adad, Marduk, Nabu ve Nergal'i temsil eden üç değnek bulunan bir kaide içerir. Dördüncü ve son grup, tanrıça İştar ve Sebitti'yi simgeleyen bir çiçek ve yedi yıldız içerir.

    Kabartmaların en az üçünde yazıt (no. 4, 7 ve 11) bulunur. Bavian yazıtları olarak bilinen bu kayıtlar Khinnis anıtlarının Kral Sennacherib'in saltanatına tarihlendiğini doğruladıkları ve onun hidrolik başarılarının yanı sıra güney Mezopotamya'daki askeri seferlerine ışık tuttukları için çok mühimdirler (bkz. “Yazıtlar').

    Sonraki Dönemlere Ait Mezarlar:

    MS 4. ve 5. yüzyıllarda, Khinnis'teki Asur kabartmalarına mezarlar kazılmıştır. Bunlardan üçü binici kabartması alanının içinde ve çevresinde kayaya oyulmuştur. Soldaki, girişin iki yanında küçük pencerelere sahiptir. Şu anda düzensiz olmalarına rağmen, girişlerin ve pencerelerin bir zamanlar kemerler içine yerleştirilmiş olması muhtemeldir. Bachmann'ın çizimine göre, binici kabartmasının mezarları, sağdan sola doğru yükselen birbirine bağlı odalardan oluşuyordu; odalar, alçak tonozlar gibi kavisli tavanlara sahiptir ve kayaya oyulmuş oluklar içerir. Bu mezarlar muhtemelen ana paneldekilerle çağdaştır.

    • 1. Reade ve Anderson 2013.

    ”Tanım ve İkonografi' genel kaynakları: Layard 1853, 207–216; Bachmann 1927, 1-22; Reade ve Anderson 2013, 97-122.

    Kayaya oyulmuş stellerden en az üç tanesinde yazıt bulunur: no. 4, 7 ve 11. No. 4'e uçurumun eteğinden erişilebilir iken, diğer ikisi uçurumdan daha yüksektedir ve bu nedenle aşağıdan görünmezler. Üçü de zarar görmüş olsa da, yazıtları benzerdir ve bu da bilim insanlarının metni kısmen de olsa restore etmesine imkan tanır.

    'Bavian yazıtları” olarak adlandırılan anıtlar, ilk olarak Sennacherib'in dört hidrolik sisteminin başarılarını kayıt eder ve özellikle kuzeydoğu sisteminin inşasını ve onu süsleyen yontulmuş anıtları anlatır; daha sonra Babil'deki sel baskınını ve MÖ 689'daki yıkımını bildirirler.

    ”Yazıtlar' genel kaynakları: Grayson ve Novotny 2014, 310–317 (no. 223); ayrıca bkz. 'Sennacherib 223' (http://oracc.museum.upenn.edu/rinap/rinap3/corpus/).

    Yeni Assur döneminde, Khinnis'teki anıtsal kompleks, önemli bir siyasi, dini ve sembolik mekandı. Sarp kayadaki kabartmaların doğrudan su üzerinde oluşu, görünürlükten ziyade kanalın başındaki konumuyla daha yakından ilişkili görünmektedir, bu da anıtın dini bağlamına göre yorumlanması gerektiğini düşündürmektedir. Kralın bu görkemli anıtın kabartmaları boyunca resmedilen tanrılara tapması, onun su kaynakları üzerindeki kontrolünü ve peyzajın sahibi oluşunu kutlamasını akla getirir.

    Assur sonrası dönemde, bu kompleks siyasi ve dini önemini korur. Part/Sasani döneminde, Assur panellerinin içine ve yakınlarına yeni kabartmalar oyulmuştur. Ayrıca, bu alan, orijinal kabartmalara zarar vererek, sonraki dönemlere ait mezarların Assur panellerinin içine kazıldığı bir mezar yeri olarak kullanılmıştır. Bu mezarların daha sonra MS dördüncü ve beşinci yüzyıllarda manastır hücreleri olarak kullanılmış olması da yine Assur yerleşiminin kutsal ve dini doğasıyla uyumludur.

    Bugün Khinnis, hem akademisyenler hem de yerel topluluklar için önemli olan bir kültürel ve doğal alandır. Irak'ın Süryani halkı, Khinnis kompleksini tarihi kimlik ve kültürlerinin bir parçası olarak görür.

    Khinnis’i tarif eden ilk gezginler arasında 19. yüzyılın ortalarında kabartmaları ziyaret eden Austen Henry Layard vardı.1 Bu esnada Layard kabartmaları çizerek yazıtları kopyaladı, daha geç döneme ait mezarları inceledi ve geçidin girişi yakınlarında ve dar vadinin diğer bölümlerinde bazı “kazılar” yürüttü. Gomel Nehri tarafından taşınan kalın çamur tabakasının altından taş yapıların kalıntılarını ve temellerini de ortaya çıkartmıştır. Geçidin yukarısında, kayaya oyulmuş ve basamaklar halinde dereye inen bir dizi su teknesi olan 'çeşmeyi' de fark etti. Layard’ın yanı sıra, British Museum Mütevelli Heyeti tarafından gönderilen sanatçı T. S. Bell, 1851'de alanı ziyaret ederek Binici Kabartması’nın çizimlerini yapmıştır; akabinde Gomel Nehri'nde boğulmuştur. 1905'te L. W. King, bitki örtüsünün bir kısmını temizledikten sonra Khinnis'teki anıtları fotoğraflamıştır. 1909’da kabartmalar, fotoğrafları daha fazla bitki örtüsünün anıtları bürüdüğünü gösteren Gertrude Bell tarafından ziyaret edildi. Walter Bachmann, 1914'te Khinnis’i inceleyerek fotoğraflamış, sonuçlarını 1927’de yayınlamıştır.2

    • 1. Erken keşifler için bkz. Reade ve Anderson 2013.
    • 2. Bachmann 1927, 1-22, lev. 2-24.

    Bachmann, W. 1927. Felsreliefs in Assyria, Bawian, Maltai und Gundük. Wissenschaftliche Veröffentlichung der Deutschen Orient-Gesellschaft 52. Leipzig: J.C. Hinrichs.

    Bell, Gertrude. 1911. Amurath to Amurath. London: Dutton.

    Boehmer, R. D. 1997. “Bemerkungen bzw. Ergänzungen zu Gerwan, Khinis, und Faidhi.” Baghdader Mitteilungen 28: 245–249.

    Grayson, A. Kirk, and Jamie Novotny, eds. 2014. The Royal Inscriptions of Sennacherib, King of Assyria (704–681 BC). Vol. 2. Winona Lake, IN: Eisenbrauns.

    Jacobsen, Thorkild, and Seton Lloyd. 1935. Sennacherib’s Aqueduct at Jerwan. Chicago: Oriental Institute Publications.

    Hallo, William W. 2003. The Context of Scripture. Vol. 2, Monumental Inscriptions from the Biblical World. Leiden: Brill.

    Layard, Austen Henry. 1853. Discoveries in the Ruins of Nineveh and Babylon. New York: G. P. Putnam.  

    Reade, Julian E. 1977. “Shikaft-I Gugul: Its Date and Symbolism.” Iranica Antiqua 12: 33–44.

    Reade, Julian E. 1978. “Studies in Assyrian Geography I: Sennacherib and the Waters of Nineveh.” Revue d'assyriologie et d'archéologie orientale 73: 47–72.

    Reade, Julian E., and Julie R. Anderson. 2013. “Gunduk, Khanes, Gaugamela, Gali Zardak - Notes on Navkur and Nearby Rock-Cut Sculptures in Kurdistan.” Zeitschrift fűr Assyriologie 103: 69–123.  

    İçerik
    Helen Malko (2016)
    İçerik Güncellemesi
    Matthew Peebles (11/22/19)