Deyrulzafaran Manastırı

    Alan Bilgisi

    Deyrulzafaran Manastırı, Mardin'in 5 km doğusunda, üzerinde daha küçük, terk edilmiş kiliselerin (hem inşa edilmiş hem de kayaya oyulmuş) bulunduğu bir dağ sırtının yamacında yer almaktadır. Manastır adını asıl kurucusu Şleymun'dan (MS 6. yüzyıl) almıştır. Manastırın adı daha sonra, manastırı yeniden kuran ve yenileyen Mardin metropoliti Mor Hanayo'nun (MS 793) adına değiştirilmiştir. Resmi olarak adı günümüzde de Mor Hananyo Manastırı’dır, yerel halk tarafından Deir Za'afaran (Arapça 'Safran Manastırı' anlamına gelir) olarak anılır. 15. yüzyıldan itibaren kullanılan Safran ismine referans olarak binaların safran renkli taşları, sıvada kullanılan safran renkli boyalar ve manastırın çevresinde yetişen safran çiçekleri gösterilir.1

    • 1. DelCogliano 2006, 327.

    Çevre Peyzaj ve Manastıra ait Kayaya Oyulmuş Odalar

    Manastırın Cepheleri ve Güney Girişi / Avlu

    Güneydoğu Binası (İç Mekan)

    Meryem Ana Kilisesi (İç Mekan)

    Bodrum Katı / Antik Mabed Kalıntıları

    Manastırın en eski binaları MS 6. yüzyılın başlarına tarihlenir ve aralarında ana kilise, Meryem Ana Kilisesi ve Beth Kadiş ('Azizlerin Evi') bulunur. Bu binaların temelleri, güneş tanrısına adanmış bir Mezopotamya tapınağının üzerine oturtulmuştur; bu eski yapının kalıntılarına günümüzde Beth Kadiş'in altındaki bodrum katından erişilmektedir (bkz. genel görünüş). Bu mahzenin tavanı harç kullanılmadan taştan yapılmıştır.

    Manastır binaları, revaklı bir avlu etrafında konumlandırılmışlardır (bkz. genel görünüş). Ana kilise bu avlunun doğu tarafında yer almaktadır. Bina kare planlıdır (bkz. genel görünüş). Giriş batı tarafından olup diğer üç tarafı derin apsislere sahiptir. Doğu apsisi en büyüğüdür ve sunak buradadır (mevcut sunak 1941'de yapılmıştır). Kilisenin etrafında zengin bezemeli bir friz vardır ve apsislerin üzerinde ve batı kapısına giden batı bölmesinin üzerinde bir kemer alnına dönüşür. Doğu apsisin kemeri, diğer üç bölmeden daha yükseğe çıkar ve friz, kuzey ve güney duvarlarının doğu ucunda bir rampa oluşturarak, koro kemerinin her iki yanındaki akantus sütun başlıkları üzerinden ileriye doğru çıkıntı yapar. Bu friz, asmalarla birlikte “hasat sepetleri” olarak da bilinen görsel bir öğeyi de içermektedir. Batıdaki kapıya açılan kemerin iki yanında zenginleştirilmiş kemerleri taşıyan akantus sütun başlıklı nişler yer alır. Benzer kemerler ve nişler, yapının dış cephesinde batı girişinin her iki yanında ve kilisenin güneyindeki küçük avluda da bulunur. Haçlı kubbesi nedeniyle yapı bazen “Kubbeli Kilise” olarak anılır.1 Ana kilisede MS 6. yüzyılda oyulmuş patriklik tahtı, Antakya korsi, bulunur.

    Meryem Ana kilisesi, ana kilisenin kuzeyinde yer alır, ve daha küçük boyuttadır (bkz. genel görünüş). İçinde, oyma ahşap bir gölgelik ile örtülü, Süryanice yazıtlı, kübik formlu orijinal bir taş sunak bulunmaktadır. Kilisenin kuzey cephesinde, günümüzde hala kullanılmakta olan, taştan yapılmış sekizgen bir vaftiz suyu kasesi vardır. Ayrıca kilisede patriklerin yolculuklarında kullandıkları ve atların taşıdığı sedyeler de bulunmaktadır.

    Azizler Evi veya Beth Kadiş ana kilisenin güneyinde bulunur (bkz. genel görünüş). Duvarlarında azizlerin lahitlerinin yerleştirildiği 15 adet niş bulunur; her lahit, tüm regaliaları ile birlikte, birden fazla patriğe ait gömü içerir. Yapının duvarları, şematik tavus kuşları, palmiye ile deniz kabukları ve içerisinden asma yaprakları taşan kavanozlar gibi motiflerle süslenmiştir. Ayrıca, portalın dış lentosunda, bir inciyi yutmaya çalışan iki deniz canavarı ile çevrili bir haç resmedilmiştir; bu motif muhtemelen İsa'nın ölüme ve Şeytan'a karşı kazandığı zaferi simgelemektedir.2 Binaya, muhtemelen Osmanlı dönemine tarihlenen, bir kubbe yapılmıştır.

    Manastır kompleksinde, Aziz Petrus ve Pavlus'a adanmış dördüncü bir kilise bulunur.3 Seçilmiş patrikler bir zamanlar burada kutsanırmış. Bugün kilise artık kullanılmamaktadır, ancak içinde Antakya'daki eski Süryani Ortodoks Patrikhanesi'nden cilalı kireçtaşından yapılmış bir sunak vardır. Bazıları bu taşı, Severus'un sürgününden önce Antakya başpiskoposunun patriklik tahtı olan sözde 'Antakya Tahtı'nın arkası ile özdeşleştirir. Orijinal işlevi ne olursa olsun, sunak, üçgen bir kaide üzerine yerleştirilmiş ve içinde tavus kuşu gibi bir palmiye çıkan bir haç ile bezenmiştir. Haçın iki yanında saygıyla eğilen iki at ve İsa'nın Petrus'a söylediği sözleri kaydeden Süryanice bir yazıt vardır.

    Deyrulzafaran Manastırı'nın uzun tarihi boyunca inşaat ve yenileme faaliyetleri kesintisiz olarak devam etmiştir. Bilinen en eski onarımlar, Mardin metropoliti himayesinde gerçekleştirilen MS 8. yüzyıla aittir. 20. yüzyılın başlarından bu yana, manastır kompleksine birkaç bina eklenmiştir; bunlar, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri ağırlamak için tasarlanmış konuk odaları ve diğer tesisleri içerir.

    • 1. DelCogliano 2006, 327.
    • 2. Hollerweger 1999, 352.
    • 3. DelCogliano 2006, 328.

    ”Tanım ve İkonografi' genel kaynakları: Preusser 1911, 49–53; Bell ve Mango 1982, 69-70; Hollerweger 1999, 340–359; DelCogliano 2006, 326-331.

    Manastır, muhtemelen MÖ 1. bin yılda inşa edilmiş, güneş tanrısına (Şamaş) adanmış, Hıristiyanlık öncesi döneme ait bir tapınağın temelleri üzerine inşa edilmiştir. Yapı Roma dönemine kadar kullanımda kalmıştır.

    Manastırın erken döneme ait tarihi belirsizdir; yaşamı hakkında ismi dışında bilgi olmayan bir Şleymun tarafından kurulduğu söylenir. Ana kilise ve Beth Kadiş, yapım yöntemleri ve oyma stillerine dayanarak MS 6. yüzyıla tarihlenmektedir. Manastır\ MS 793'te Mardin ve Kefertüth metropoliti Mor Hananyo'nun (Ananias) makamı olarak yeniden kurulup, resmi adı değiştirilmiştir. Zaman içinde terk edilen manastır, yaklaşık olarak MS 1125 yılında bir kez daha yeniden kurulmuştur. O tarihten sonra kullanımı devam etmiştir. 1293'ten 20. yüzyılın başlarına kadar manastır Antakya'nın Yakubi Patriğinin makamı olarak işlev görmüştür.

    ”Tarihçe' genel kaynakları: Bell ve Mundell Mango 1982, 132–133; Balicka-Witakowski v.d. 2001, 165–166; DelCogliano 2006, 326-331.

    Balicka-Witakowski, Ewa, Sebastian P. Brock, David G. K. Taylor, and Witold Witakowski, eds. 2001. The Heirs of the Ancient Aramaic Heritage. Vol. 2 of The Hidden Pearl: The Syrian Orthodox Church and Its Ancient Aramaic Heritage, edited by Sebastian P. Brock and David G. K. Taylor. Rome: Trans World Film Italia.

    Bell, Gertrude, and Marlia Mundell Mango. 1982. The Churches and Monasteries of the Tur ‘Abdin. London: Pindar. Reprint, with new preface, notes, and catalogues, of Gertrude Bell’s The Churches and Monasteries of the Tur ‘Abdin (1910) and Churches and Monasteries the Tur ‘Abdin and Neighboring Districts (1913).

    DelCogliano, Mark. 2006. “Syriac Monasticism in Tur-Abdin: A Present-Day Account.” Cistercian Studies Quarterly 41: 311–349.

    Hollerweger, Hans, et. al. 1999. Turabdin: Living Cultural Heritage. Linz: Freunde des Tur Abdin.

    Mundell, Marlia. 1977. “Monophysite Church Decoration.” In Iconoclasm: Papers Given at the 9th Spring Symposium of Byzantine Studies, edited by Anthony Bryer and Judith Herrin, 59–74. Birmingham: Centre for Byzantine Studies, University of Birmingham.

    Preusser, Conrad. 1911. Nordmesopotamische Baudenkmäler: Altchristlicher und Islamischer Zeit. Wissenschaftliche Veröffentlichung der Deutschen Orient-Gesellschaft 17. Leipzig: J. C. Hinrichs'sche.

    İçerik
    Helen Malko (2016)
    İçerik Güncellemesi
    Matthew Peebles (11/3/19)