Alan Bilgisi
Mardin şehri, Türkiye sınırları içinde, Tur Abdin'i içeren doğu-batı sıradağlarının (Mardin Dağları) önemli bir geçidinin yakınında, stratejik bir konuma sahiptir. Bu geçit kuzeyde Diyarbakır'ı (antik Amida) güneyde Nusaybin'e (antik Nisibis) bağlar; şehir aynı zamanda diğer önemli yolların da kavşak noktasıdır. Deniz seviyesinden neredeyse 1200 m yüksekte sarp bir iç kalenin hakim olduğu bir tepenin üzerine konumlandırılmıştır. Bu yüksek konum sayesinde, şehir güneyindeki yukarı Mezopotamya ovasının muhteşem manzarasına sahiptir. Mardin’de antik çağlardan günümüze kadar sürekli olarak yerleşim mevcuttur. Günümüze ulaşan tarihi anıtları, ortaçağdan geç Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır.
Görseller
Tanım ve İkonografi
Mardin’in genel yerleşim planı ve mimarisi ile ilgili genel kaynaklar: Gabriel 1940, 1-44; Sinclair 1989, 201-203; Altun 1972; Hollerweger 1999, 314-325; Alioğlu 2000; Açıkyıldız-Şengül 2018
Tarihçe
Stratejik konumu dolayısıyla antik çağlarda da yaşanıldığı düşünülse de, Mardin’de klasik öncesi bir yerleşime dair hiçbir arkeolojik kanıt yoktur; Yeni Assur dönemin ait bir yasal belge, Mardiānê adlı bir yere atıfta bulunur ve bu nedenle Mardin’in o dönemde iskan edildiğini gösterebilir.1 Kentle ilgili bilinen en eski referans, yalnızca Geç Antik Çağ'da Romalı tarihçi Ammienus Marcellinus’un (MS 4.yy.) Res Gestae'sinde bulunur, ve Maride'yi limes olarak nitelendirir; Erken Bizans dönemine dek ise bir sınır yerleşimi olarak kalmıştır.2 640'da, geniş Yukarı Mezopotamya bölgesi (örneğin Dara'yı kapsayan) ile birlikte erken İslam imparatorluğuna dahil edilmiştir.
Bu fetihten sonra değişen hanedanlıklar ile Mardin'in önemi daha da artmıştır. 870’lerde şehirdeki Abbasi kontrolüne, Musul merkezli Hamdani hanedanı karşı çıkmıştır. Mardin'in kalesinin büyük ölçüde yeniden inşa edilmesi onların himayesinde olmuştur. 990'da Büveyhiler'e yenilmeleri üzerine şehir, Diyarbakır merkezli Mervaniler'in eline geçti; sonraki yüzyılın sonlarında, toprakları doğrudan Selçukluların kontrolü altına alındı. Bu döneminin coğrafyacı ve tarihçileri, Mardin’in gücü ve ihtişamından bahsetmelerine rağmen, şehir hakkında çok az ayrıntı verirler.3 Yönetici aileleri Müslüman iken, şehir büyük bir Hıristiyan nüfusu barındırıyordu. 8. yüzyılda, yakındaki Deyrul Zafaran Manastırı dolayısıyla bir piskoposluk merkeziydi.
Mardin, Selçukluların ve daha sonra Eyyubilerin hükümdarlığı altında emir olarak şehri yöneten Artuklu hanedanı döneminde gelişti. Artuklular, şehir 1108'de İl-Ghazi bin Artuq tarafında iktidar merkezi yapıldığında buradaki hakimiyetini sağlamlaştırdılar. Artuklu emirliği, çeşitli hanedanlıklar ve başkentleri (Hasankeyf de dahil olmak üzere) içeren karmaşık bir siyasi yapı olmasına rağmen, İl-Ghazi bin Artuq’un soyu 1408'e kadar Mardin'de hüküm sürdü. Bu dönemde, Artuklu himayesinde şehirde bir dizi önemli anıt inşa edildi: bu yapıların arasında en az bir adet hamam, birkaç medrese ve Ulu Cami de dahil olmak üzere bir kaç cami bulunur. Bu dönemde inşa edilen kiliseler, Mardin'in Hıristiyan nüfusunun devam eden gelişiminin kanıtıdır; Yakubi patrikhanesi 1171 yılında Mardin'e taşınmıştır.4 Bu noktada, şehirde yaşayan az sayıda Yahudi nüfus da bulunuyordu.5
1260 yılında bir Moğol ordusu Mardin'i kuşattı; şehri almayı başaramadılar, ancak büyük bir kargaşaya neden oldular ve Artuklular bir süre zarfı için bir tür vasallık yapmayı kabul ettiler. Timur, 1401'de Melik İsa'nın saltanatı sırasında şehri ele geçirmeyi başardı, ancak yine de yukarı kaleyi alamadı. Timur'un kuşatması, Melik İsa'nın şehri 1408'de Kara Koyunlu hanedanına bırakmasına yol açan bir dizi karmaşık olayı tetikledi (1432'de yerlerini hızla rakipleri Ak Koyunlular almıştır). 1507'de Mardin, Doğu Anadolu'nun büyük bir kısmı ile birlikte Safevi hanedanının kurucusu Şah İsmail tarafından Pers topraklarına katılmıştır.
Sadece on yıl sonra, bölgede Safevi gücü çöktü ve Mardin bölgesi Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi. Başlangıçta, sancaklarından birinin merkezi olarak hizmet verecek şekilde Diyarbakır eyaletine dahil edildi; 1700'lerde ise Bağdat paşalarına bağlandı. 19. yüzyılın sonlarına kadar, Mardin'de Osmanlılar döneminde inşa edilen birkaç büyük anıt vardır. 1830'larda başlayan Tanzimat reformları ile bu durum değişmiştir. Bu, Mardin'i birkaç on yıl boyunca isyana teşvik etse de, şehir 1870'te Diyarbakır vilayetine iade edildi; aynı zamanda yerel yönetim, kentin kuzeydoğusunda Hükümet Caddesi boyunca yeni bir yönetim merkezi tasarlayarak yapılaşma başlattı. Mardin'de (geleneksel yerel stilden ziyade) Osmanlı imparatorluk tarzında inşa edilen ilk binalar olarak, bunların reform döneminin merkezi otorite ve yönetime olan ilgisini yansıttığı öne sürülmüştür.6 Zengin şehir evleri de dahil olmak üzere bir dizi başka yapı, bu yıllarda şehrin refahına tanıklık eder. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Mardin'i ziyaret eden gezginler, kentin yaklaşık 50.000 kişilik nüfusunun Müslüman ve Hıristiyan sakinlerinin sayılarının neredeyse eşit olduğunu belirtir; 50'ye varan Yahudi aile de bu dönemde kayıt altına alınmıştır.7
Birinci Dünya Savaşı dönemi ve sonrası, tüm bölgede olduğu gibi Mardin için de bir dönüm noktası olmuştur. 1920'lerin başında modern Türk devletinin kurulmasıyla birlikte Mardin, kendi vilayetinin başkenti oldu; nüfus modern dönemde arttı ve şu anda 80.000'in üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Yahudi ve Hıristiyan sakinlerin çoğu 20. yüzyıl boyunca şehirden göçmüş olsa da, burada hâlâ bir Hıristiyan topluluğu yaşamaktadır. Bugüne değin Arapça hala şehir genelinde konuşulan başlıca dildir ve yanısıra Türkçe ve/veya Kürtçe de konuşulmaktadır.
- 1. Mardiānê ve Mardin arasındaki olası bağlantı için bkz. Radner 2006, 291.
- 2. Amm. Marc. 19.9.4. Bunu yakındaki Lorne adlı bir kaleyle özdeşleştirir. Aynı eşleşme, bunların Justinianus tarafından restore edilen kaleler arasında olduğunu iddia eden Procopius (Binalar 2.4.14) tekrarlanır.
- 3. Bkz. özet yorumlar, Minorsky 1991, 540.
- 4. Bunlar arasında Kırk Şehitler Kilisesi ve Mor Şmuni Kilisesi bulunur; bkz. Hollerweger 1999, 314-325.
- 5. Şehirde Yahudi cemaatinin hangi tarihte yaşamaya başladığı belli olmamakla beraber 13. yüzyıla dayandığı bilinmektedir. Kısa bir genel tanımlama için bkz. Ben-Yaacob 2007.
- 6. Bkz. Açıkyıldız-Şengül 2018, 163-164.
- 7. Warkworth 1898, 227; Tfinkdji 1914. Yahudi cemaatinin nüfusu hakkında bkz. Ben-Yacoob 2007.
“Tarihçe” genel kaynakları: Gabriel 1940, 6–7; Minorsky 1991.
Eski Yayınlar
Ortaçağ döneminde Yakut al-Rumi al-Hamawi de dahil olmak üzere birçok Arapça yazan coğrafyacı ve tarihçi Mardin hakkında yazmıştır.1 Erken modern dönemde, şehir ziyaretçiler için bir durak noktası haline geldi.2 1600'lerin ortalarında, iki ünlü seyyahın da güzergâhları üzerindeydi: İstanbul'daki Osmanlı sarayından Evliya Çelebi ve Fransa'dan Jean-Baptiste Tavernier.3 19. yüzyılın başlarından itibaren bölgeden geçen Batılı seyyahlar—çoğu zaman tek ilgilerini çeken bölgenin Hıristiyan topluluklarını ziyaret etmek olmasa da—Mardin ilgi odağı olmaya devam etti.4 Bu ziyaretçilerin bazılarının yorumları yalnızca şehrin yüksek konumuna duyulan hayranlığı dile getirirdi (örneğin, William Ainsworth: “Gerçekten Mezopotamya'nın Quito'su olarak adlandırılabilecek Mardin algılanabilecek en çarpıcı şeylerden biridir…”.5 James S. Buckingham ve Horatio Southgate de dahil olmak üzere diğerleri, daha ayrıntılı açıklamalar yapmışlardır.6 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, bazı gezginler kentin fotoğraflarını da yayınlamaya başladılar (bkz. Lord Warkworth'un Ulu Cami minaresi ve Mardin'in aşağısındaki ovaya bakışı; bkz. Conrad Preusser'in şehre ve kaleye bakışı).7
- 1. Bkz. Yakut al-Rumi al-Hamawi, Mu'jam al-Buldan (IV), 390; ayrıca Minorsky 1991, 540.
- 2. Liste için bkz. Minorsky 1991, 542.
- 3. Çelebi, Seyahâtnâme (IV), 59; Tavernier 1676, 169.
- 4. Ainsworth 1942 (2), 114-115.
- 5. Ainsworth 1942 (2), 114-115.
- 6. Buckingham 1827, 177–194 (özellikle 188–194; bkz. şehrin hayali öğeler katılmış çizimi, s. 177); Southgate 1840, 273–287 (Hıristiyan topluluklara odaklanır, ancak şehrin diğer özelliklerine de değinir).
- 7. Preusser 1911, 53–54.
Seçilmiş Kaynakça
Açıkyıldız-Şengül, Birgül. 2018a. “Architects, Stonemasons, and Building Artisans of Mardin: Builders and Maintainers of a Local Tradition.” In Prof. Dr. Zülküf Güneli’ye Armağan – Tasarım & Koruma, edited by E. E. Dağtekin, F. M. Halifeoğlu, G. Payaslı Oğuz, and H. Özyılmaz, 61–70. Istanbul: Birsen Yayınevi.
Açıkyıldız-Şengül, Birgül. 2018b. “Mardin in the Post-Tanzimat Era: Heritage, Changes and Formation of an Urban Landscape.” Journal of Ethnic and Cultural Studies 5 (2): 159–185.
Alioğlu, E. Füsan. 2000. Mardin: Şehir dokusu ve evler [Mardin: City Fabric and Houses]. Istanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı (in Turkish).
Altun, Ara. 1971. Mardin’de Türk devri mimarisi [Architecture of the Turkish Era in Mardin]. Istanbul: Yazan (in Turkish; English summary, pp. 152–156).
Ben-Yaacob, Abraham. 2007. “Mardin.” Encyclopaedia Judaica, edited by Michael Berenbaum and Fred Skolnik, 2nd ed., vol. 13, 518. Detroit: Macmillan Reference.
Buckingham, James S. 1827. Travels in Mesopotamia […]. London: H. Colburn.
Gabriel, Albert. 1940. Voyages archéologiques dans la Turquie orientale. Paris: E. de Boccard.
Hollerweger, Hans, et. al. 1999. Turabdin: Living Cultural Heritage. Linz: Freunde des Tur Abdin.
Minorsky, V. 1991 “Mardin” (updated by C. E. Bosworth). Encyclopedia of Islam. New ed., vol. 6: 539–542.
Preusser, Conrad. 1911. Nordmesopotamische Baudenkmäler altchristlicher und islamischer Zeit. Wissenschaftliche Veröffentlichung der Deutschen Orient-Gesellschaft 17. Leipzig: J. C. Hinrichs.
Radner, Karen. 2006. “How to Reach the Upper Tigris: The Route through the Tūr ‘Abdīn.” State Archives of Assyria Bulletin 25: 273–305.
Sinclair, T. A. 1989. Eastern Turkey: An Architectural and Archaeological Survey. Vol 3. London: Pindar.
Tavernier, Jean-Baptiste. 1676. Les six voyages de Jean Baptiste Tavernier, ecuyer baron d’Aubonne, en Turquie, en Perse, et aux Indes […]. Vol. 1. Paris: G. Clouzier and C. Barbin.
Tfinkdji, J. 1914. “L’église chaldéenne catholique autrefois et aujourd’hui.” Annuaire Pontifical Catholique 17: 449–525.
Warkworth, Lord [Henry Algernon George Percy]. 1898. Notes from a Diary in Asiatic Turkey. London: Arnold.