Erbil/Hawler

MAH Belgeleme Tarihleri
Sonbahar 2013
Alan Türü
İç Kaleler ve Tarihi Şehirler
Şehir
Erbil/Hawler
Vilayet/Bölge
Erbil/Hawler İli
    Görseller

    Irak Kürt Özerk Bölgesi'nin başkenti Erbil/Hawler, Bağdat'ın yaklaşık 350 km kuzeydoğusunda ve Musul'un 80 km doğusunda yer almaktadır. Büyük ve Küçük Zab nehirleri arasındaki verimli ovada, batıda Dicle Nehri ve doğuda Zagros Dağları ile çevrili olup, önemli bir konuma sahiptir. Bilinen en uzun süreli ve sürekli olarak kullanılmış yerleşimlerden biridir. Eski adı Arbela idi (Arba-Ilu: “Dört Tanrının [Şehri]”). Yüzyıllar içerisinde biriken yerleşim katmanları, günümüzde çevresine göre 28-32 metre yükselen kale höyüğünü oluşturmuştur. Kalede, ayakta kalan yapıların çoğu Geç Osmanlı dönemine aittir. Kalenin altında, geç Osmanlı dönemine ait geleneksel bir kapalı çarşının (qaisariya) yanı sıra, kalenin yamaçlarının altındaki yoğun nüfuslu modern şehrin içinde kalan birkaç tarihi yapı daha bulunmaktadır. Kaleden daha uzakta, ancak yine de modern şehrin sınırları içerisinde, ortaçağ dönemine tarihlenen Çoli Minaresi bulunur.

    Kale

    Erbil Kalesi, 430 x 340 m ölçülerinde ve toplam 102.000 m2'lik (yaklaşık 11 hektar) bir alanı kaplayan eliptik bir höyüğün üzerindedir. Katmanlar nedeniyle oluşan eğimli yamaçlarıyla bu eski höyük, kerpiç duvarlarla çevrelenmiş orta çağ kalesinin merkezini oluşturur.1 19. yüzyılın sonlarından itibaren, sur duvarı yerini kademeli olarak evlere bırakmıştır. Bu yapıların tümü Geç Osmanlı dönemine veya kısa bir süre sonrasına tarihlenmektedir, ve duvarları şimdiki kale sınırının dış cephesini oluşturmaktadır. Bu evlerdeki tuğla işçiliğinde genellikle dekoratif desenler tercih edilmiş olup, cepheye düzenli bir görünüm kazandırmaktadır. Evlerin birçoğunda her cephede üç tane olmak üzere yuvarlak payandalar bulunur. Böylece, höyüğün kenarındaki tehlikeli konumlarına karşı binalar sabitlenerek korunmaktadırlar.

    İlk inşasından sonra, kaleye sadece güney yamacından bir köprü ve rampa ile ulaşılabilmekteydi. Kemerli giriş kapısı olan bu ünlü Büyük Kapı’nın1860 yılında inşa edilmiş olduğu düşünülür ve bu geçit 1960 yılında yıkılmıştır.2 Yeni bir kapı, Iraklı mimarlar Rifat Chadirji & Maath Alusi tarafından 1975 yılında yeniden tasarlanarak 1979'da inşa edilmiştir. Bu giriş de 2013'te yıkılmıştır ve yerine tasarım olarak Osmanlı döneminden kalma Büyük Kapı'ya benzeyen yeni bir kapı yaptırılmıştır. 20. yüzyılda kuzey ve doğudan kaleye erişim sağlamak için iki küçük kapı daha eklenmiştir.

    Geleneksel olarak, kale üç bölüme ayrılmıştır: kuzey-merkezi alanda Takiya Mahallesi, güneybatıda Topkhana ve güneydoğuda Saray. Kent planı genellikle labirent gibidir ve sokaklar güney kapısından başlar. Aynı duvarları paylaşan evler, dar sokaklar çevresinde organik bloklar halinde düzenlenmiştir. 20. yüzyılın ortalarında—tam olarak Büyük Kapı yıkıldığında—kale içinde önceden var olan kentsel yerleşime bakılmaksızın (örneğin, kalenin tarihi konaklarının en büyüğü olan Yakub Ağa evi’ni ortadan ikiye kesmek pahasına) kuzey-güney yönünde uzanan bir cadde yaptırılmıştır.

    Günümüzde ayakta kalan mimarinin çoğu 19. ve 20. yüzyılın başlarına tarihlenir. İkinci Dünya Savaşı sonrası kalenin boşaltılmasından sonra bazı küçük barakalar inşa edilmiş olsa da, kent dokusunun çoğunluğunu oluşturan evler de bu tarihlere aittir. Geleneksel evler, koyu sarı renkli tuğlalarla, bazen avluya bakan ve bir üst kata geçiş oluşturan alçak, sütunlu/kemerli bir terasa sahip dikdörtgen avlular etrafında inşa edilmişlerdir.3 Çatıları, çamur ve kireç karışımıyla kapatılmış ahşap kirişlerle kaplanmıştır. Daha ayrıntılı planları olan ve değişik malzemelerin kullanıldığı görkemli evler, kale içinde ara sıra görünmekte ve çoğunlukla dış depheye yakın konumlandırılmışlardır (bkz. Yakub Ağa evi; Raşid Ağa; Ev B13). Bu evlerin aşağı şehre bakan pencereleri ve balkonları vardır.

    Günümüze ulaşmayan hükümet ve idari binalar, güney cepheye yakın konumlandırılmışlardı. O döneme ait kale içinde inşa edilmiş camiler de vardı, ancak günümüzde sadece merkezi konumdaki Ulu Cami (Molla Efendi Camii) halen ayaktadır. Muhtemelen 19. yüzyılın ortalarına ait, daha eski bir caminin üzerine inşa edilmiş olan bu yapının tarihi unsurları arasında sadece minberi ve minaresi bulunur.4 Eski ve yıkık durumdaki namazgah 1950’lerin sonunda yıkılarak yerine daha farklı bir yapı inşa edilmiştir (diğer değişikliklerin yanı sıra, daha önceki 21 kubbeli çatının yerine tek bir beton kubbe yapılmıştır). Caminin hemen doğusunda bir hamam vardır— kalede ayakta kalan en eski binadır; 18. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş, ancak 1970'lerde yoğun bir şekilde yenilenmiştir.

    Aşağı Şehir

    Aşağı şehir esas olarak orta çağ döneminde inşa edilmiş olup, güneye doğru genişlemiş ve biraz batısında bir başka yerleşim merkezi daha oluşmuştur. Bu bölge, Muzzafar al-Din Gokburi (1190-1232) tarafından büyütülmüş ve etrafı surlarla çevrelenmiştir. Yazarlar kapılara, kervansaraylara ve çarşılara atıfta bulunur; fakat, bu referans noktalarından çok azı modern şehirdeki yerler ile tam olarak eşleştirilebilmektedir.5 Erbil/Hawler'de günümüze ulaşan tek ortaçağ anıtı olan Çoli Minare, Muzzaffar tarafından yaptırılan bir medrese ile ilişkili olabilir.

    Bugün, güney kapıdan aşağı kasabaya gitmek için kaleden çıkılınca karşılaşılan ilk yapı popüler bir çay evidir. 1930'ların sonlarında bölgesel-geleneksel bir tarzda inşa edilmiş olup, kemerli pencerelerinde renkli camlar kullanılmıştır (bkz. Süleymaniye/Slemani'deki Sofi Kerim Saray evi). Kapının hemen güneyinde, 2009-2010 yıllarında yaptırılan açık bir meydan (Shar Bahçe Parkı) bulunur. Bu meydan, doğu ve batıda yakın zamanda inşa edilmiş iki tuğla kemerle simetrik bir şekilde çevrilidir (bkz. Genel görünüş). Khanaqa mahallesine açılan doğu kemerinin iki camiye cephesi vardır ve güney ucunda Big Ben modelini geleneksel tuğla işçiliğiyle birleştiren bir saat kulesi bulunur.

    Batı kemerinin, genel planı yüzyıllar önce şekillenmiş ana çarşıya cephesi vardır. Muzzaffar burada bir pazar kurmuş olabilir, fakat bu sadece birkaç on yıl içinde, 1259'daki Moğol saldırısı sırasında yakılmıştır.6 19. yüzyıl gezginleri yoğun bir pazar yeri tarif eder; 1830'larda şehri ziyaret eden Horatio Southgate şunları söyler: “[Kalenin] altındaki çarşıların üzeri dallarla kaplı olduğundan dolayı ferah ve hafif, çok pitoresk bir görünüme sahipti, yekpare tuğla veya taş kemerlerden daha az heybetli olsa da daha iyidir.”7 Günümüz çarşısındaki binaların en eskileri, Geç Osmanlı döneminde inşa edilmiş iki ayrı qaisariyadır (iki katlı yapılar, W. R. Hay'ın 1918 hava fotoğrafının sol alt kısmında görülmektedir; iki binanın arasındaki üzeri açık pazar alanına hakim konumdadırlar).8 20. yüzyılın ortalarında, çarşı ve etrafındaki bazı sokaklar, genellikle geleneksel mimarinin tahribatına sebep olacak şekilde genişletildi; kısa bir süre içinde alan yenilendi ve yürüyüş yollarının üzeri kapatıldı. Pazarın ters yönünde, Geç Osmanlı ve 20. yüzyılın başlarından kalma önemli, geleneksel tuğla evlerden oluşan büyük bir mahalle günümüzde harabe halindedir (bölge Sonbahar 2019’da belgelenmiştir). Bu bölge Arap mahallesi olarak bilinir.

    • 1. Kalenin doğu ucundaki Ev 6/3'ün (Perbal Ağa evi) balkonunu desteklemektedir.
    • 2. Bu kapının daha eski bir örneği, muhtemelen Nadir Şah'ın 1743'te Erbil/Hawler’ı istilası sırasında tahrip edilmiştir. Ancak, yeniden inşanın ne zaman gerçekleştiği kesin değildir (geleneksel olarak 1860'a tarihlendirilse de, ilk gezginler kapıdan bahseder ve benzer bir kapı Eugène Flandin'in 1840'lara tarihlenen kale çiziminde de görülür).
    • 3. Böyle bir evin (22/3) mimari analizi için bkz. Kowalczyk ve Olbryś 2019, 339–351.
    • 4. Mohamed 2009.
    • 5. Şehrin orta çağdaki topografyasına ilişkin daha fazla kanıt da dahil olmak üzere, bu konuyla ilgili daha kapsamlı bir tartışma için, bkz. Nováček v.d. 2013.
    • 6. Yaqut al-Hamawi'ye göre (1. kitap); bkz. al-Hashimi 2016, 214–215.
    • 7. Southgate 1840, cilt. 2, 212.
    • 8. Alanı 1916'da ziyaret eden Herzfeld, binaların çevresiyle karşılaştırıldığında yeni olduğunu kaydeder (Herzfeld 1920, 314). Kurapkat 2016'da iki binanın son mimari analizlerini ve kat planlarını yayınlamıştır; ayrıca bkz. Müller-Wiener ve Mollenhauer 2016.

    Tanım ve İkonografi genel kaynakları: Hasan 1985; HCECR 2012; Palumbo v.d. 2012; Nováček v.d. 2013; al Yaqoobi v.d. 2016a; al-Hashimi 2016; Abbas 2017; Erbil Kalesi Canlandırma Yüksek Komisyonu (web sitesi).

    Erbil, dünyanın en eski ve sürekli yerleşim olan yerlerinden biri olarak tanımlanır. Çömlek buluntuları da alanın Ubeyd döneminde yerleşim halinde olduğunu göstermektedir. Eski adı, bugünkü adı Erbil’de devamlılığını sürdürmektedir. Bu ismin olası en erken kullanımı, Akad dönemine (MÖ 3. binyılın sonları) tarihlenen, Ebla’da ve başka yerlerde bulunan yazılı metinlerde geçen “Irbilum” veya “Urbilum” yerleşim yeridir.1 Daha sonraki metinler, şehrin Ur III hükümdarı Şulgi (M.Ö. 2094-2047) tarafından yağmalandığını ve 2044’te, Amarsin’in saltanatı sırasında, Ur III kontrolüne geçtiğini belirtir.2 Orta Tunç Çağı esnasında Kabra’nın hükmü altında olup, Geç Tunç Çağı’nda, Arbail veya Arbela (Arba-Ilu’dan türetilmiştir, Dört Tanrı'nın [Şehri]) adı ile Asurluların kontrolü altına girmiştir. Orta ve Yeni Assur dönemleri boyunca, Arbela önemli ticaret yolları üzerinde stratejik bir konuma sahip olan bir merkezdi; aynı zamanda Iştar (Egašankalamma) mabedi ile de ünlüydü. Tanrıça, Arbela'nın İştar'ı olarak biliniyordu ve Yeni Asur krallarının yazıtlarında sıklıkla “Arbail’in Tanrıçası” olarak hitap ediliyordu. Aşurbanipal, hükümdarlığı sırasında (MÖ 669-631) İştar'ın tapınağını ve şehir surlarını onarmıştır; Ninova'daki Kuzey Sarayı’ndaki bir kabartma üzerinde Arbela'nın şematik bir tasviri bulunur; kral muhtemelen tapınağı temsil eden bir binanın önünde dini bir tören gerçekleştirmektedir.3

    Ahamenişler döneminde Arbela, Asur satraplığının başkenti olarak önemini korumuştur. İskender'in ünlü Gaugamela savaşı yerleşimin yakınlarında yapıldığından Arbela Savaşı olarak da bilinmektedir. Haleflerin savaşlarının ardından şehir Seleukos kontrolüne geçti ve Zab Nehirleri arasındaki bölgede kurulan Adiabene eyaletinin merkezi haline geldi. Adiabene, MÖ 2. yüzyılın ikinci yarısında Part İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Geç Seleukos ve erken Part dönemleri boyunca, Adiabene krallığı zamanla bağımsızlığını ilan etti. Josephus'a göre, yöneticilerinden bazıları Yahudiliği benimsemiştir, en bilineni II. İzates’tir (MS 36-60).4 Erbil’in 50 km kuzeyindeki Batas Harir kabartmasındaki figür, bir Adiabene hükümdarını temsil ediyor olabilir. Partlar ve Romalılar arasındaki savaşlar süresince, Arbela da etkilenmiştir.5 Sasani hükümdarı Ardashir'in 220'lerdeki fetihleriyle Adiabene, Sasani İmparatorluğu'na dahil olmuştur ve sonraki 400 yıl boyunca bir eyalet olarak kullanılmıştır. 5. yüzyılın başlarına gelindiğinde Arbela, kuzey Mezopotamya'daki Hıristiyan topluluğunun merkezi haline gelmiştir.6

    Antik Arbela ile ilgili hemen hemen tüm bilgiler yazılı kaynaklardan elde edilmiştir: kalenin sürekli kullanımda kalmasından dolayı, bu alandaki antik katmanlarda geniş ölçekli arkeolojik kazılar yapılamamıştır. 1970'lerde güney kapısının yeniden inşası sırasında bazı kazılar yapılmış olup bunlar yayınlanmamıştır; bulunan Yeni Asur eserleri Erbil/Hawler müzesindedir.7 2006'dan beri devam eden arkeolojik kazılar, antik yerleşim hakkında şimdiden yeni bilgiler sağlamıştır.8

    Kentin erken ortaçağ dönemine dair günümüze ulaşan sınırlı bilgi bulunur; Musul'un erken İslami dönem hanedanları ile öne çıkmasıyla birlikte kentin önemi bir süreliğine azalmıştır. 11. yüzyılın ortalarında Erbil'in kontrolü Hadhbani Kürtlerinin eline geçmiştir. 1128'de şehir, İmadeddin Zengi tarafından alınmış ve general Zeyneddin Ali Küçük tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Bu yönetici, yerel Begteginid hanedanını kurmuştur ve özellikle Muzzafar al-Din Gokburi (h. 1190-1232) hükümdarlığında, ortaçağ kenti en yüksek refah seviyesine ulaşmıştır. Bu hükümdarın kalenin güney ve batısında inşa ettirdiği aşağı şehir ve mimari himayesi ortaçağ tarihçileri tarafından kayıt altına alınmıştır.9 Ayrıca, gene bu hükümdar peygamberin doğumu için meşhur bir kutlama töreni (Mawlid al-nabi) başlatmıştır; bu tören için birçok gezgin uzak diyarlardan Erbil'e gelmiştir. Aynı zamanda, şehir büyük bir Hıristiyan nüfusa sahipti ve kalenin üzerinde çok sayıda kilisenin de bulunduğu kayıt altına alınmıştı (ancak bu yapılardan hiçbiri günümüze ulaşmamıştır).10 Şehir aynı zamanda Yahudi cemaatine de ev sahipliği yapmıştır.11

    Muzzafar'ın 1232'de ölümünden sonra Erbil’de taht mücadeleleri baş göstermiştir. Moğol orduları aşağı kasabayı yakıp kaleyi kuşatarak şehre saldırmıştır. Kale, Hülagu'nun Musul'lu Bedreddin Lu'lu ile askeri bir ittifak kurduğu 1258 yılına kadar işgale karşı dayanmıştır. 1514'ten sonra Osmanlılar, sürekli bir yönetim sağlayamasalar da Erbil'i kendi nüfuz alanlarına sokmaya çalıştılar, yine de şehrin kontrolü beylikler arasında el değiştirdi. Osmanlıların İran ile Mezopotamya üzerindeki çekişmesi esnasında—ve özellikle Nadir Şah'ın 1743 seferi sırasında—Erbil kenti yağmalanmıştı (bu sebeple Çoli Minare dışında şehirde bu dönem öncesine ait yapı bulunmamaktadır). 1840'ların sonlarında Kürt isyanından sonra, şehir ve bölge Osmanlılar’ın doğrudan kontrolü altına alınmıştır: başlangıçta Bağdat Vilayeti’ne bağlı olup, 1870'ten itibaren Musul (Şehrizor sancağı) vilayetinin bir parçası olmuştur. Bu dönemde Erbil nispeten refahlık içindeydi; Geç Osmanlı dönemine ait birçok görkemli ev de bunun göstergesidir.

    Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı imparatorluğunun çöküşüyle birlikte, Erbil bölgesi İngiliz Mandası'na ve daha sonra Irak Krallığı'na dahil edildi. Kale, II. Dünya Savaşı'ndan sonra yavaş yavaş terk edilerek binalarının çoğu harabeye döndü; bu arada, aşağı şehir hızla genişledi ve toplam nüfus bugün tahminen 1,5 milyona ulaştı. Şehir 2005 yılındaki Irak Anayasası hükümlerine göre, Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin başkenti olmuştur. 2007 yılından bu yana, kale, Erbil Kalesi Yeniden Canlandırma Yüksek Komisyonu kapsamında devam eden yeniden yapılandırmanın odak noktası olmuştur.12 Bu restorasyon çalışmalarının devam edebilmesi için kale sakinlerinin ikametleri kale dışına değiştirilmiştir.13 Kale, 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine eklenmiştir.14

    • 1. TM.75.G.2428 obv.xxiv.3 ve TM.75.G.2429 obv.xiii.26. Bkz. HCECR 2012, 63.
    • 2. Bkz. Unfer 1928 kaynak özetleri; HCECR 2012, 63-64.
    • 3. Ashurbanipal'in Arbail’deki yeniden yapılaşmasını anlatan yazıt için bkz. Jamie Novotny, Selected Royal Inscriptions of Assurbanipal: L3 , L4, LET, Prism I, Prism T, and Related Texts (SAACT 10) (Helsinki: Neo-Assyrian Text Corpus Project, 2014), 80–81, 99. Aşurbanipal'in Arbail'li İştar ile ilişkisi hakkında daha fazla bilgi için bkz. Porter 2004. Kuzey Sarayı kabartması: Paris, Louvre (AO 19914). Victor Place, Ninive et l'Assyrie, cilt. 3 (Paris: Imprimierie impériale, 1870), L. 41.
    • 4. Bkz. Josephus, Antiquities of the Jewish 20.2–4.
    • 5. Özellikle, Caracalla 216'da şehri aldığında, birliklerinin “kraliyet mezarlarına” (muhtemelen yerel hanedanların mezarlarına) saygısızlık ettiği bildirilmiştir; bkz. Dio Cassius 71.26 ve 74.1.
    • 6. Bir metropol piskoposluğunun merkezi olan erken dönem Hıristiyan Arbela topluluğu hakkında bkz. Fiey 1965, 39-60.
    • 7. Bununla birlikte, 1960-1970'lerde, günümüz şehir sınırları içinde daha küçük bir höyük olan Tell Qalinj Ağa'da bir dizi kazı yapılmıştır (diğer raporların yanı sıra bkz. Behnam Abu al-Soof, “Excavations at Tell Qalinj Agha (Erbil),” Sumer 25 (1969): 3–42; I. H. Hijara, “Excavations at Tell Qalinj Agha,” Sumer 29 (1973): 13–34 [Arapça]).
    • 8. Bkz. Nováček v.d. 2008, 266–298 (antik çömlek buluntuları dahil; ortaçağ ve daha sonraki materyaller de burada bildirilmiştir). Al Yaqoobi v.d. 2016b. Ayrıca 2008 yılında, kalenin hemen kuzeybatısında, kurtarma kazılarına sebep olan Yeni Asur dönemine ait bir oda mezarı keşfedilmiştir; bkz. Van Ess v.d. 2012.
    • 9. Nováček v.d. 2013, 7-8.
    • 10. Özellikle MS 1258'de Bağdat'ın yenilgisiyle birlikte patrik koltuğunu Erbil'e taşıdı. Ancak, Hıristiyan nüfusun çoğunluğu 1310'a kadar kaybedilmiştir (bkz. Fiey 1965, 77-91).
    • 11. Örneğin, Al-Ḥarizi (ö. 1225), Yahudilerin şehrin soyluları arasında sayıldığını gözlemler. Orta çağdan 1950'ye kadar Erbil'deki Yahudi cemaati için bkz. Ashtor 2007 (birincil kaynaklara atıfta bulunur).
    • 12. Erbil Kalesi Canlandırma Yüksek Komisyonu: http://www.erbilcitadel.org.
    • 13. Bkz. Erbil Kalesi Canlandırma Yüksek Komisyonunun internet sayfası bakın: http://www.erbilcitadel.org.
    • 14. Bkz. UNESCO internet sayfası: https://whc.unesco.org/en/list/1437/.

    Tarihçe genel kaynakları: Unfer 1928; Streck 1936; Fiey 1965, 39-97; Nováček v.d. 2008, 260–262; Hansman 2011; HCECR 2012, 62–77; Nováček v.d. 2013, 1-5.

    Ortaçağ döneminde Erbil şehri ve halkı hakkında bilgiler birincil kaynaklara dayandırılır. Başka Arapça yazan tarihçiler/coğrafyacılar gibi, Yaqut al-Hamawi (ö. 1229 MS) de 1220'lerde Erbil'deydi ve Muzzafar'ın saltanatı esnasında şehrin ayrıntılı bir tanımını yapmıştır.1 Bu eser sayesinde hem kale hem de aşağı şehir hakkında genel bilgilere ulaşılabilmektedir. Süryani tarihçi Bar Hebraeus'un (ö. MS 1286) eseri gibi çok sayıda birincil kaynak, aynı dönemde Erbil'deki Hıristiyan cemaatin tarihini de kayıt altına almıştır.2

    18., 19. ve 20. yüzyılın başlarında Batılı gezginler Erbil’i sıkça ziyaret etmiştir.3 Bu dönemde, höyüğün/kalenin uzaktan çizimleri de yapılmıştır (bkz. Claudius Rich'in çizimi; bkz. Eugène Flandin’in çizimi; bkz. Ernst Herzfeld'in çizimi). Ernst Herzfeld, 1916'daki ziyaretinde kalenin ve aşağı şehrin diyagramını da çizmiştir. İngiliz askeri subayı W. R. Hay, 1921'de kalenin erken bir hava fotoğrafını yayınlamıştır.4

    • 1. Yaqut, 1. Kitap. Bkz. Streck 1927, 523'te belirtilen diğer kaynaklar.
    • 2. Bkz. Streck 1927'de adı geçen kaynaklar; Fiey 1965.
    • 3. Bkz. Streck 1927, 523’teki liste; HCECR 2012, 23, 70–71; Novácek v.d. 2013, 13-16.
    • 4. Ayrıca bkz. yazarların şehir hakkındaki yorumları (Hay 1921, 117–120).

    Abbas, Ahmed. 2017. “Erbil Citadel Revitalization and the Presence of Its Emergence History.” In Rehab 2017: Proceedings of the 3rd International Conference on Preservation, Maintenance and Rehabilitation of Historic Buildings and Structures, edited by Rogério Amoêda, Sérgio Lima, and Cristina Pinheiro. Barcelos, Portugal: Green Lines Institute for Sustainable Development.

    Al-Hashimi, Farah W. S. 2016. “The Hidden Face of Erbil: Change and Persistence in the Urban Core.” Ph.D. Thesis, Nottingham Trent University. 

    Al Yaqoobi, Dara, et al. 2016a. Highlights of Erbil Citadel. Erbil: High Commission for Erbil Citadel Revitalization.

    Al Yaqoobi, Dara, et al. 2016b. “Archaeological Excavations on the Citadel of Erbil: Background, Framework and Results.” In The Archaeology of the Kurdistan Region of Iraq and Adjacent Regions, edited by Konstantinos Kopanias and John MacGinnis, 1–10. Oxford: Archaeopress.

    Ashtor, Eliyahu. 2007. “Irbil.” In Encyclopaedia Judaica, edited by Michael Berenbaum and Fred Skolnik, 2nd ed., vol. 10, 24–25. Detroit: Macmillan Reference.

    Gandreau, David, and Sébastien Moriset. 2013. “Conservation of Erbil Citadel, Iraq - Assessment of the Situation and Recommendations.” CRAterre‐ENSAG Mission Report.

    Hansman, J. F. 1986. “Arbela.” In Encyclopaedia Iranica, vol. 2 (3): 277–278.

    Hay, William R. 1921. Two Years in Kurdistan Experiences of a Persian Officer, 1918–1920. London: Sidgwick & Jackson.

    Herzfeld, Ernst. 1920. “Sindjār.” In Archäologische Reise im Euphrat- und Tigris-Gebiet, vol. 2, by Friedrich Sarre and Ernst Herzfeld, 305–348. Berlin: D. Riemer.

    High Commission for Erbil Citadel Revitalization (HCECR). 2012. Nomination of Erbil Citadel (Kurdistan Region, Iraq) for Inscription on the UNESCO World Heritage List. Vol.1. Erbil: High Commission for Erbil Citadel Revitalization.

    High Commission for Erbil Citadel Revitalization (website). Accessed February 3, 2016. http://www.erbilcitadel.org.

    Kowalczyk, Marek, and Mirosław Olbryś. 2019. “The Citadel in North Mesopotamian Erbil (Iraq): Challenges for the Preservation and Adaptation to New Function of an Ottoman-Period House.” In Stories Told around the Fountain: Papers Offered to Piotr Bieliński on the Occasion of His 70th Birthday, edited by A. Pieńkowska, D. Szeląg, and I. Zych, 333–354. Warsaw: University of Warsaw Press.

    Kurapkat, Dietmar. 2016. “Two Ottoman Trade Buildings (Qaisariya) in the Bazaar of Erbil from Building Archaeology to Refurbishment Planning.” In The Archaeology of the Kurdistan Region of Iraq and Adjacent Regions, edited by Konstantinos Kopanias and John MacGinnis, 173–180. Oxford: Archaeopress.

    Mohamed, Z. A. 2009. “Minbar al-jami‘ al-kabīr fī qal‘at Arbīl.” Subartu 3: 194–195 (in Arabic).

    Müller-Wiener, Martina, and Anne Mollenhauer. 2016. “The Bazaar of Erbil within the Context of Islamic Trade Routes and Trade Buildings.” In The Archaeology of the Kurdistan Region of Iraq and Adjacent Regions, edited by Konstantinos Kopanias and John MacGinnis, 249–256. Oxford: Archaeopress.

    Nováček, Karel, et al. 2008. “Research of the Arbil Citadel, Iraqi Kurdistan, First Season.” Památky Archeologické 99: 295–302.

    Nováček, Karel, Narmin Ali Muhammad Amin, and Ali Melčák. 2013. “A Medieval City within Assyrian Walls: The Continuity of the Town of Arbīl in Northern Mesopotamia.” Iraq 75: 1–44.

    Palumbo, Gaetano, et al. 2012. Erbil Citadel Management Plan. Pamphlet prepared for UNESCO.

    Pavelka, K., J. Svatušková, and V. Králová. 2007. “Photogrammetric Documentation and Visualization of Choli Minaret and Great Citadel in Erbil/Iraq.” In Proceedings of the 21st CIPA Symposium: AntiCIPAting the Future of the Cultural Past (ISPRS Archives, Vol. 36-5/C53), 245–258. Athens: CIPA.

    Porter, Barbara Nevling. 2004. “Ishtar of Nineveh and Her Collaborator, Ishtar of Arbela, in the Reign of Assurbanipal.” Iraq 66: 41–44.

    Streck, M. 1927. “Irbil.” In The Encyclopaedia of Islam, 1st ed., vol. 4: 521–523. Leiden: Brill.

    Unfer, E. 1928. “Arbailu.” In: Reallexikon der Assyriologie und vorderasiatischen Archaologie, vol. 1 (3): 141–142. Berlin/Leipzig: Walter de Gruyter.

    Van Ess, Margarete, Arnulf Hausleiter, Haydar H. Hussein, and Nader B. Mohammed. 2012. “Excavations in the City of Arbil, 2009–2011: The Neo-Assyrian Tomb.” Zeitschrift fur Orient-Archaologie 5: 104–165.

    İçerik
    Matthew Peebles and Helen Malko (2021)